ALP TEKİN OCAK
Kamulaştırma, eski dilde istimlak, zor alımı ifade eder. Kamu kurumları, yasalardan aldıkları görevlerini yerine getirmek için özel mülk olan gayrimenkulleri ihtiyaç duydukları zamanda, kamu yararını gerçekleştirmek için öncelikle anlaşma yoluyla, anlaşma sağlanamaz ise kanunda belirtilen usuller çerçevesinde zor yoluyla alabilmektedir. Bu zor alım, şehir parkı veya bir yol yapımı için olabileceği gibi enerji ihtiyacının karşılanması, sulama veya bir kamu binasının inşa edilmesi için de olabilmektedir.
Melet Havzası’nda projelendirilmiş 8 adet HES’in hepsinde acele kamulaştırma uygulanmıştır. Peki, acele kamulaştırma nedir?
Acele kamulaştırma, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesinde tanımlanmış olan çok özel ve istisnai bir kamulaştırma yöntemidir. Prensip olarak kamulaştırma ile aynı olmasına karşın gerçekleştirilme yöntemi itibariyle farklıdır.
Olağan yöntemde, kamulaştırma yapmak isteyen kurum özel mülk sahibine bir komisyon vasıtasıyla belirlenen bedel üzerinden uzlaşma teklifi götürür. Uzlaşma sağlanamaması halinde, asliye mahkemesi aracılığı ile dava açarak yapacağı keşif ve bilirkişi incelemesi sonrasında belirlenen bedeli peşin ödeyerek gayrimenkullerin zor alımını gerçekleştirebilir. Acele kamulaştırma durumunda ise kişileri bilgilendirmeksizin bir kamu bankasında onların adına açtığı hesaba belirlenen bedeli yatırarak 30 gün gibi bir sürede özel mülkün “zor” alımını gerçekleştirmektedir.
Burada bir istisnai durumdan daha bahsetmek gerekir: Olağan kamulaştırma durumunda, asliye mahkemesinde dava açıldığını öğrenen yurttaş, mahkeme hazırlık tutanağının (tensip zaptı) kendisine ulaşmasından itibaren süresi içinde idare mahkemesinde kamulaştırma işlemine karşı iptal davası açabilme hakkına sahipken, acele kamulaştırma yönteminde bu hakkı kullanamamaktadır.
Örneğin, bir şehir parkı veya yol için mülkü kamulaştırılan kişiye uzlaşma daveti gittiğinde, kişi uzlaşmaya yanaşmıyorsa ilgili kurum (bu bir belediye ya da Karayolları olabilir) asliye hukuk mahkemesine gidip yerin zor alımı için dava açmak zorundadır. Asliye mahkemeleri, kamulaştırma (bedel tespiti ve tescil) davası açılan kişiye çıkardığı davetiyede 30 gün içinde idari mahkemeye kamulaştırma iptal davası açabileceğine dair ihtarda bulunur. Kişi, parkın yapılmasının kamu yararına olmadığını, şehirde park ihtiyacını karşılayacak başka alanlar olduğunu veya parkın bu büyüklükte yapılmayabileceğini ileri sürerek kamulaştırmaya karşı dava açabilecektir. Yol için kamulaştırma örneğini ele alırsak, bu durumda da yapılmak istenen yol için başka güzergahlar kullanılabileceğini, organik tarım yaptığı arazisinin değil de daha kıraç, kayalık başka bir arazinin bu iş için kamulaştırılabileceğini ya da kamulaştırmayı yapan kurumun buna ilişkin “bütçeyi oluşturmadığı” gibi sadece usule dair sebepler dahi ileri sürerek işlemin iptalini isteyebilecektir.
KAMULAŞTIRMA
ACELE KAMULAŞTIRMA
Mülk sahibine belirlenen bedel üzerinden uzlaşma teklifi götürülür. Uzlaşma sağlanamazsa bedel peşin ödenerek gayrimenkullerin zor alımı gerçekleştirilebilir.
Mülk sahibi bilgilendirilmeksizin bir kamu bankasında kendisi adına açılan hesaba belirlenen bedel yatırılarak özel mülkün zor alımı gerçekleştirilir.
İdare mahkemesinde kamulaştırma işlemine karşı sonuca etkili olabilecek bir iptal davası açılabilir.
Kamulaştırma kararının Resmi Gazete’de yayınlanmasından itibaren 30 gün içinde Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından taşınmaza el konulabildiği için, dava sonunda alınan kararın uygulanamama ihtimali vardır.
Kamu yararı sağladığı takdirde uygulanır.
Kamu yararı koşulu yanında, olağanüstü hal ve savaş dönemleri gibi Bakanlar Kurulu tarafından aciliyetine karar verilen çok çok istisnai durumlarda uygulanması gerekir.
Mülk sahibine belirlenen bedel üzerinden uzlaşma teklifi götürülür. Uzlaşma sağlanamazsa bedel peşin ödenerek gayrimenkullerin zor alımı gerçekleştirilebilir.
İdare mahkemesinde kamulaştırma işlemine karşı sonuca etkili olabilecek bir iptal davası açılabilir.
Kamu yararı sağladığı takdirde uygulanır.
Mülk sahibi bilgilendirilmeksizin bir kamu bankasında kendisi adına açılan hesaba belirlenen bedel yatırılarak özel mülkün zor alımı gerçekleştirilir.
Kamulaştırma kararının Resmi Gazete’de yayınlanmasından itibaren 30 gün içinde Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından taşınmaza el konulabildiği için, dava sonunda alınan kararın uygulanamama ihtimali vardır.
Kamu yararı koşulu yanında, olağanüstü hal ve savaş dönemleri gibi Bakanlar Kurulu tarafından aciliyetine karar verilen çok çok istisnai durumlarda uygulanması gerekir.
Acele kamulaştırma olması durumunda ise; olağanüstü hal ve savaş dönemleri gibi Bakanlar Kurulu tarafından aceleciliğine karar verilen istisnai durumların olması sebebiyle kişiye bu ihtar yapılmadan, mahkeme tarafından belirlenen bedelin banka hesabına yatırılması ile kurum, haberi olsun ya da olmasın kişilerin evlerini, arsalarını adeta “bir gecede” ellerinden alabilmektedir.
Melet Havzası’nda projelendirilmiş 8 adet HES’in hepsinde acele kamulaştırma uygulanmıştır.
Son on yıl içerisinde Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar Bakanlar Kurulu tarafından acele kamulaştırma kararı verilmiştir. Melet Havzası’nda da onlarca örneğine rastlanan baraj ve hidroelektrik santral, termik santral, nükleer santral, enerji iletim hatları, bazı maden sahaları ve kentsel dönüşüm projelerinde olduğu gibi Bakanlar Kurulu’nun uhdesinde bulunan bu yetkiyi sınırsız biçimde kullanması, konuyu sık sık kamuoyunun gündemine taşımıştır. Yurttaşlar evlerinin, tarım arazilerinin bir gecede kamulaştırıldığını Resmi Gazete’den öğrenmektedir. Danıştay’ın yerleşik görüşü, Bakanlar Kurulu’nun bu yetkiyi yukarıda sayılan projelerin tümünde uygulamasının hukuka uygun olmadığı yönündedir. Örneğin, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK) Belediye Kanunu çerçevesinde alınan bir acele kamulaştırma kararının iptalini şu gerekçeye dayandırmıştır:
“5366 Kanun ve Uygulama Yönetmeliği çerçevesinde tespit ve ilan edilen bir yenileme alanı mevcut olmadığı gibi, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 73. maddesi uyarınca kentsel dönüşüm projesi uygulanabilmesi için aranan koşulların var olmasının acele kamulaştırma yapılması için yeterli olmadığı, dava konusu Bakanlar Kurulu kararında ve bu karar doğrultusunda tesis edilen kamulaştırmaya ilişkin belediye encümen kararında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının somut olarak ortaya konulamadığı”(E. 2015/356, K. 2015/895)
Bu çok istisnai durumda uygulanması gereken yöntemin son zamanlarda HES vb. tartışmalı birçok proje ile kentsel dönüşüm uygulamalarında yasal olmayan bir biçimde, yerleşik yargı kararlarına rağmen kullanılması, mülkiyet hakkına açıkça tecavüzdür.