Vosvos Kampı’ndan
Çambaşı Barajı’na

GÜL ERSAN

Bir zamanlar Vosvos Şenliği yapılırdı Ordu’nun yaylalarında. Çambaşı Yaylası Turnalık-İkidere’de kamp alanı vardı vosvosçuların; çadırlar kurulur, kamp ateşleri yakılır, sohbetler edilir, şarkılar, türküler söylenir…

Birbirlerini tanımayanların bile dost olduğu bu yerde kimsenin eksiği kalmazdı. Üşüyene kazak, kesileceğe makas, ağrıya ilaç mutlaka bulunurdu.

Kamp alanına yakın olan yerlere yürüyerek, uzak olan yerlere vosvoslarla gidilir; doğanın sunduğu güzelliklerin keyfi çıkarılırdı, hiç acele etmeden.

Hayvanlar kampçıları yadırgamaz, onların sunduğu yiyecekleri memnuniyetle kabul ederlerdi; ancak, boş buldukları çadırları talan etme fırsatını da kaçırmazlardı.

Temmuz ayının bir haftası boyunca yaylanın temiz havası, duru suyuyla haşır neşir olmuş kampçılar için düzenlenen konserlere obalardan gelenler de katılırdı. Şarkılar birlikte söylenilir, birlikte dans edilirdi.

Birçok Ordulu gibi ben de tatilimi şenliğe göre ayarlar, hem kampın tadını çıkarır hem de o tadı kaydetmeye çalışırdım karelere.

Bir gün dendi ki: “İkidere’ye baraj yapılacak, çok da güzel olacak, buralar turist kaynayacak.” Obalarda yaşayanlar sevindiler: “Ne güzel, biz de bir obadan diğerine kayıkla gideriz, hatta barajda balık bile tutarız.”

Sonra, yine bir gün dendi ki: “Vosvos Şenliği Turnalık’ta başka bir alanda yapılacak, kamp yerini de barajı yapan şirket düzenleyecek.” Şirket tabela dışında hiçbir şey yapmadı, vosvosçular da bir daha Turnalık’a uğramadı.

Daha sonraki gün dendi ki: “İkidere’de ağaçlar kesiliyor.” Dendi ki: “Hafriyat dere yatağına, ormana dökülüyor.” Dendi ki: “Zehirli atıklar dereye boşaltılıyor.”

Şikayetler, suç duyuruları, davalar, duruşmalar… Beraat, para cezası… Balıklar öldü, kuşlar öldü, ağaçlar öldü, çimenler öldü; doğa öldü. Vosvosçuları bilemiyorum ama benim bir yanım öldü, öbür yanım ise dehşet içinde direniyor.