Dikkat vaşak
-ya da HES-
çıkabilir.

DUYGU DAĞ

Yolda gelirken keçileri görmüşsünüzdür. HES’ler için patlatmalarla tünel açtılar, haliyle yeraltı suları yer değiştirip bu tünellere doğru indi. Yükseklerde su kalmayınca keçiler sabah ve akşamüstü aşağı inip su içmek zorunda kalıyor

Gördük, Çoruh boyunca yol kenarındaki kayalık yamaçlarda defalarca dağ keçisi gördük. Yaban hayatla karşılaşma ihtimalinin heyecanı, “Dikkat vaşak çıkabilir” tabelaları eşliğinde ilerlediğimiz Aksu vadisinde doruğa çıktı. Erzurum İspir’e bağlı, Kaçkarların güneyinde yer alan, eski ismi Salaçur olan bu büyüleyici vadide Dağların Oğlu’yla buluşmaya gidiyoruz. Dik kayaların üstüne yapılmış, düşecek gibi duran evleri izlerken karşımıza bir HES çıkıyor. Regülatörün dibine kadar gelmiş dağ keçileri dikkatimizi dağıtıyor, küçük bir çekim molası.

Kendisine Dağların Oğlu olarak hitap edilmesini tercih eden Bülent Erkan, bu vadide doğup büyümüş bir çoban, dağcı ve rehber. İlkokul 3’teyken babası koyunlara çobanlık yapmasını istemiş, bu deneyim gittikçe artan doğa merakının vesilesi olmuş. Erkan, hem iyi bir gözlemci hem de vadiyi ve Kaçkarları karış karış biliyor.

Doğayı kitaplardan değil, bizzat içinde kaybolarak öğrenmiş. Dağlarda gezerken zehirlenmiş bir kartalı kurtarmış, yavrusunu kurt sürüsünden korumaya çalışan bir ayının saatler süren mücadelesini izlemiş, buzul göllerindeki kırmızı benekli yedi kiloluk alabalıkları izleyip notlar tutmuş. “Kurdun gözüne bakılmaz”, “Ayıya kimse hantal demesin, çok çevik bir hayvandır” diyor.

Aksu Vadisi, Erzurum İspir Verçenik Dağı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası içinde yer alıyor. Akarsu boyunca yukarı ilerledikçe Yedigöller’e, oradan da Kaçkarların en yüksek ikinci zirvesi Verçenik’e kadar çıkılıyor. Dağların Oğlu, doğup büyüdüğü vadideki değişimi kaygıyla izliyor.

Tünellerden çıkan hafriyatı önce yola, sonra dere yatağına doldurdular. Yedigöl HES’in orada eskiden şelale vardı, kalan hafriyatı da oraya doldurup yok ettiler. Mahkeme kararıyla derenin can suyunu 4-5 kat fazlasına çıkardılar.

Can suyu, HES’in tünele hapsettiği derenin suyundan dere yatağına bırakılması gerekli olan miktar. Aksu üzerinde Borusan EnBW Enerji’nin işlettiği iki HES’ten Yedigöl 2011 yılında, Aksu 2012 yılında devreye girmiş. Şirket can suyunu ÇED raporunda öngörülenden çok daha az bıraktığı için, köyün dört mahallesinde dut, domates, biber, fasulye, mısır gibi ürünlerin yetiştiği tarım arazileri susuz kalmış. Köylüler şirkete dava açmışlar. Şirket can suyunu artırmak zorunda kalmış.

Dağların Oğlu, HES’ten sadece tarım ürünleri ya da dağ keçilerinin değil, tüm canlıların etkilendiğini, ayıların bile artık su içmekte zorlandığını anlatıyor. Can suyu canlılara yetmiyor.

Kaçkar’ın bütün derelerinde kırmızı benekli alabalık var idi. HES’ler sonucu derelerin suyu ısınınca, balıkların sırt kısmında farklı bir kılçık yapısı meydana geldi.

Deredeki su azalırken, bir yandan da Çoruh üzerinde yapılan barajlar nedeniyle bölgede nem artmış, yeni böcekler türemiş, köstebekler çoğalmış. Dağların Oğlu, Kaçkarlar’daki büyük buzulun erimeye başladığını söylüyor. Hava sıcaklığında fark edilir bir artış varmış. Doğal dengesi insan eliyle bozulan bu bölge, Dağların Oğlu’na göre dünyanın en güzel dağ silsilelerinden: “Kanada’nın göllerinden sonra yüzlerce göl ile dünyada ilk ona girer.”

Gerçekten de dudak uçuklatıcı bir güzelliğin içindeyiz. 2000 metrenin altında vaşak, dağ keçisi ve kınalı keklik; yukarısında dağ horozu, çil keklik; daha üst kotlarda da ur kekliği ve çengel boynuzlu dağ keçisi yaşıyor. Fauna ve florasıyla hayranlık uyandıran vadinin Yedigöl (40.6633640/40.9801370) tarafında, bir yandan Maden Tetkik Arama (MTA) sondaj faaliyeti yürütüyor.

Yaşadığı yeri yıllardır dikkatle gözlemleyen Dağların Oğlu, yaban hayatın korunmaya muhtaç olduğu bu coğrafyada altyapı projelerinin çıplak gözle bile fark edilebilen etkilerini saymaya devam ediyor:

Çoruh boyunca, Yusufeli yönünde, yolun sağına tel gerdiklerini göreceksiniz. Bir yamaca tel geriyorlar, ama telle yamacın arasında bir metre boşluk var. Arasına düşen bir canlı geri çıkamaz. Sırakonaklar’da da aynı şekilde tel var; tam yaban hayatın ortasından yol geçiyor.

Ben de Everest’e çıkmak istiyorum, o zaman yol yapsınlar.

Dağların Oğlu, yaşadığı coğrafyanın kıymetini biliyor, keşke başkaları da bilse. Keşke buranın korunması, el değmemesi gereken bir bölge olduğunda hemfikir olsak. Aksu’da mevcutlara ek olarak Yedigöl-Biricik ve Biricik-Köklüce mahalleleri arasına birer HES’in daha projelendirildiğini öğreniyoruz.

Maden, HES, baraj, yol, köprü… Kalkınma için vazgeçilmez olarak sunulan altyapı projelerinin neden olduğu tahribattan muaf kalabilen, korunan tek bir alan bile olmaması; milli park, yaban hayatı geliştirme sahası vb. önemli doğa alanlarının tamamının yıkıma açık olması çok düşündürücü.

Toprak, su ve orman yeryüzünün omurgasıdır. Bunlara çomak soktuğun, yok ettiğin zaman insan da yok olmak zorunda.